Bursa Doğal Güzellikler - İznik Gölü
 
Marmara Bölgesi’nin Güney Marmara Bölümü’nde, en büyük, Türkiye’nin ise beşinci büyük doğal gölü olan İznik Gölü, tektonik bir tatlı su gölüdür. Marmara Bölgesi’nin doğu-batı doğrultusunda peş peşe dizilmiş çukur sistemlerinden Pamukova-İznik-Gemlik Körfezi çöküntü alanı sırasının orta kesimindeki tektonik kökenli bir çukurun dolması ile oluşan göl, elips şeklindedir. Kuzeyinde Samanlı Dağları, güneyinde Avdan Dağı vardır. 298 km2’lik yüzölçümü ile Marmara Bölgesi’nin en büyük gölüdür. Uzunluğu doğu-batı doğrultusunda yaklaşık 32 km., en geniş yeri 11.5 km.dir. Derin göllerden olan İznik Gölü’nün büyük kesiminde derinlik 30 m.yi aşmaktadır.

Gölün güney kıyısının açığında kıyıya paralel olarak 13 km. boyunca uzanan bir çukur bulunmaktadır. Yaklaşık 60 m. derinliğindeki bu çukurun en derin yeri 65 m.yi bulur. Gölün su yüzeyi ise deniz seviyesinden 85 m. daha yüksektedir.
 
   
İznik Gölü’nün su toplama alanı 1.246 km2’dir. Göle su taşıyan akarsuların en önemlileri kuzeydoğudaki Karadere ile güneybatı kesimine akan Kocadere adı ile bilinen Sölöz Deresi’dir. Göl bunlardan başka dipteki karstik kaynaklar ve yağmur suları ile de beslenmektedir. Karsak Suyu gölün fazla sularını Gemlik Körfezi’ne boşaltır. Karsak Suyu aslında doğrudan İznik Gölü’nden çıkmayıp, gölün güneybatısında bulunan birkaç metre yükseklikteki çakıl ve kum setinden sızan sularla oluşur.

İznik Gölü 1990 yılında Sit Alanı ilan edilmiştir.Göl bütünüyle tarım alanları ve zeytinliklerle çevrilidir. Tarım alanları için gölden su alınmaktadır. 1963’te gölün batısındaki seddenin yapımı sonucunda 416 ha sulak alan kurutulmuştur. Su tutma amacıyla da yapılan bu sedde, gölü kısmen bir rezervuara dönüştürmüştür.

İznikGölde sık sazlıkların arasında karışık koloniler kuran küçük karabatak ve gece balıkçılı ile önem kazanmıştır. Nedeni tam bilinmemekle birlikte, İznik Gölü kış aylarında önemli sayıda su kuşu barındırmamaktadır. Yine de, İç Anadolu gölleri donduğunda kuşlar için önemli bir sığınak oluşturduğu söylenebilir

Antik Çağda Ascania Limne olarak anılan İznik Gölü, Homeros´un ünlü İlyada´sında da yer alır. 1650 yılında ünlü gezgin Evliya Çelebi’ye göre İznik şöyle tanımlanmıştır:

“İznik Gölü’nün vasıfları Kalenin batı kısmındadır. Batıdan Gemlik kasabası körfezine bir ayağı akar. Çevresinde kırk beş parça bağ ve bahçeli, camili, hamamlı, çarşılı köyler vardır. Göl içinde otuz adet balık avlayan kayık bulunur. En fazla derinliği yirmi kulaçtır. Gölün dört tarafını bir kimse atla bir günde dolaşır. Suyu gayet güzel olduğundan yetmiş türlü balık yetişir. Bunlardan İlhaniye, Eğe ve sala balıkları meşhurdur. Hiç kokuları yoktur. Gayet güzel çorba ve tavaları olup kolay hazmedilir. Aynı zamanda çok besleyicidirler. Balıkçılar avladıkları balıkları Yenişehir’e, Gemlik’e ve Pazarköyü’ne götürüp satarlar. Şehrin halkı çamaşırlarını göl suyunda yıkarlar. Hiç sabun sürmedikleri halde yine bembeyaz olur. Bu gölde bir atı yedi gün yıkasalar ve suyundan içirseler eti ve yağı semiz olur. Bu gölde bulunan pullu balık gayet lezzetli olur. Ama tepesinde iki sivri kemik olur ki onu kırmak lazımdır. O kemikler çıkarılmadan pişirilirse balığın eti yemyeşil olur. Yine bu kemiği diğer diri bir balığa saplasalar vücudu mahvolur. Bunun için bu gölde bulunan diğer balıklar kemikli balıktan korkarlar. İznik şehrinin kıble tarafında ve Arnavud dağının arkasında Bursa Yenişehir’i bulunur. Lodos tarafında, göl aşırı deniz kenarında Gemlik kasabası vardır. Batı tarafındaki Pazar köyü kasabasının minareleri görünür. Doğu yönünde Geyve beş saatliktir. İşte Yenişehir bu kasabaların arasında olup (Engürücük) ve Lefke kasabalarına dokuz saattir.”

Gölün batısında,Türkiye´nin en geniş ve en güzel piknik alanları bulunmaktadır.Bir tarafı çamlık diğer yanı tertemiz gölü, Türkiye´nin her yerinden binlerce insanı çeker kendisine. Günü birlik dinlenme alanları dışında çadır turizmine de açıktır. Burada her tür sosyal tesisler bulunur. Gölün bu bölgesi, 1950´li yıllara kadar bataklık idi.Yapılan çalışmalar ile suyun taşması engellenmiş ve bataklık kurutulmuştur.

Gölde, Karabatak, Tepeli Kutan, Küçük Balaban, Gece Balıkçılı Alaca Balıkçıl, Çeltikçi, Erguvan Balıkçıl, Angıt, Macar Ördeği, Yılan Kartalı ve Martı türü kuşlar İznik bulunmaktadır. Gölde Yayın, Aynalı Sazan ,Tatlı Su Yılanı, İlik Balığı, Tatlı Su Levreği, Gümüş Balığı, Ördek, Kızıl Kanat yetişmektedir. Gölde yosun ve bitki türleri de zengindir. Dipte pamuk veya üstüpü şeklinde açık yeşil renk bir yosun türü yaygındır. Bu yosun suyun çalkalanmasını ve göl suyunun oksijeninin azalmasını önler.Balıkların beslenmesini sağlar. Sulama ve avcılık yanında çamaşır ve bulaşık yıkamada,duş almakta,yemek ve çay yapımın da,suyun sodalı oluşu nedeniyle vücuttaki yara bere, sivilcelerin tedavisinde, içilerek mide hazımsızlığının giderilmesinde kullanılmaktadır. Genelde tarım yapılan göl çevresinde az yükseklikli kayalar ve tepeler bulunmaktadır.
 
Esmaü'l Hüsna

Esmaü'l Hüsna "En Güzel İsimler" demektir.
En güzel isimler Allah Teâlâ'nındır.
Bu isimler sıfat olarak da kullanılır. Cenabı Hakk'a ait olan pek çok isim mevcuttur; onların sayısını ancak kendisi bilir.

Yasin-i Şerif

1. يس
1. Yasın
1 - Yâsîn
2. وَالْقُرْءَانِ الْحَكِيمِ 3. إِنَّكَ لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ
2. Vel kur'anil hakiym

Kim Yaptırdı?

Yıldırım Bayezıd tarafından mimar Ali Neccar'a 1396-1399 yılları arasında yaptırılmıştır.
Ulu Cami, Bursa’nın en görkemli camisidir ve en önemli tarihi yapılarındandır. Evliya Çelebi’nin ifadesi ile Bursa’nın Ayasofayası’dır.

  • VAV Harfinin Önemi

    • En önemli anlamı, insanın anne karnındaki duruşunu temsil ediyor.

    • Vav harfini taşıyanların, sonsuz neşe ve huzur bulacaklarına, iç sıkıntılarından ve rahatsızlıklarından kurtulacağına inanılır.
     

  • Kabe Kapısının Örtüsü

    • Bugünkü bulunduğu yer: Hutbe'nin sağ tarafında büyükçe biraz yüksekçe bir yere asılmıştır.

    • Sadece Siyah bir örtü görünümündedir.

    • Çoğu kişi ne olduğunu bilmez.
     

  • Tarihi Minber'in Sırrı

    Minber bütünüyle kainatı sembolize ediyor.

    Minberin giriş kapısının üzerindeki kitabede altın yaldızla Osmanlıca olarak, 'Yıldırım Beyazıt Han tarafından hicri 804 (miladı 1402) yılında yaptırılmıştır' ibaresi yer alıyor.
     


Tüm bilgiler ve fotoğraflar mevcut internet sitelerinden toplanarak hazırlanmıştır. Doğruluğu kesin değildir.