Bursa Türbe ve Müzeler - Cem Sultan Türbesi
 
Cem Sultan Türbesi başta Sultan II. Murad'ın ki olmak üzere Muradiye Camii'nin içinde bulunan pek çok türbeden biridir. Çoğu sanat açısından üstün bir değerde olan bu türbeler arasında Cem Sultan Türbesi diye anılan yapı iç süslemesi bakımından en zariflerindendir. Kitabesi olmayan türbe, kubbe içindeki nakışlarda bulunan "Sultan Mustafa" ve "rahmetullah" yazılarından anlaşıldığına göre Fatih Sultan Mehmed'in büyük oğlu Şehzade Mustafa için yaptırılmıştır. Ancak maceralı bir sürgün hayatından sonra 1495'te İtalya'da ölen Cem Sultan'ın cenazesi 1499'da yurda getirildikten sonra buraya defnedilmiş ve türbe daha ünlü olduğu için onun adıyla anılır olmuştur.

Türbe, her kenarı 7 m. uzunluğunda bir altıgen biçiminde inşa edilmiştir. Yapı malzemesi olarak Bursa'daki Türk mimarisinde görüldüğü üzere taş ve tuğla kullanılmıştır. Duvarlarda iki sıra tuğla kuşaktan sonra tek sıra taş gelmekte, bunların aralarında da dikine konulmuş bir tuğla bulunmaktadır. Yalnız girişin mermerden iki yanı duvarlı bir hol halinde korunduğu görülür. Dışa bir Türk kemeriyle açılan bu geniş dehlizin üstünde çok taşkın ahşap bir saçak vardır. İki yan duvarda da pencereler açılmıştır. Türbe mekânı, her cephedeki altlı üstlü pencerelerden ışık aldığından mihrap üstünde de bir pencere vardır. Ayrıca kubbe kasnağında da pencereler bulunmaktadır. Ekrem Hakkı Ayverdi'ye göre alçı pencerelerin camları genellikle türbenin ilk yapısından kalmıştır. İçeride duvarların her bir yüzü "Bursa kemeri" ile hareketlendirilmiş ve bunların içlerine kıble istikametinde bir mihrap, diğer dördünde çifte pencereler yer almıştır. Kubbe geçişi, binayı çepeçevre dolaşan prizma biçimindeki bademlerle sağlanmıştır.

PANORAMİK İZLE
Cem Sultan Türbesi'ni Türk sanatı bakımından önemli yapan iç süslemesidir. Duvarlar, alt sıradaki pencerelerin üst söveleri hizasına kadar altı köşeli fîrüze renkli çinilerle kaplanmıştır. Aralarda az sayıda koyu lâcivert çiniler de kullanılmıştır. Üzerlerinde altın yaldızlı birer çerçeve ile ortalarında yine altın yaldızlı damga usulüyle basılmış rozetler bulunur. Kenar şeritleri ise çiçekli ve rûmîlidir. Mihrab'ın mukarnaslı yaşmağı lâcivert renkli çinilerle bezenmiştir. Mihrabın iki yanında alınlık içinde müsennâ birer besmele ile altlarında celî-sütüsle "Allahu hâliku külli şey' ve hüve âlâ külli şey'" iba­resi yazılmıştır. Duvarların üst kısımları, kemerler ve araları kasnak şeridiyle, kubbe ise tamamen kalem işi nakışlarla süslenmiştir. Kubbe eteğinde Besmele-i Şerif ile Âyete'l Kürsi yazılıdır. Kubbe sathını hatâyî ve rûmî motifler kaplar. Bunların aralarında küçük kartuşların içlerinde "Sultan Mustafa" adı yer alır. Bir dizi teşkil eden altı rozetin aralarında da on iki defa "rahmetullah" yazısı tekrarlanır. Mihrap duvarı son derece zengin olarak hemen hemen boşluk kalmayacak şekilde yazılar ve nakışlarla bezenmiştir. Pencereli duvarlarda, üst pencerelerin iki yanlarında, çifte kulplu bir saksıdan çıkan stilize edilmiş birer büyük bitki motifi yer alır. Çiçekler ve selviyi andırır biçimde olan bu motiflerin duvardan 2-5 mm. kadar taştığı tespit edilmiştir. Bu çok zengin kalem işi nakışların bütünüyle olmasa bile kısmen geç devirde tazelendiği genellikle kabul olunursa da bunun ne derecede olduğu pek açıkça anlaşılamamaktadır. Sonuç olarak bu türbenin iç süslemesi, bir bütün halinde XV. yüzyılın Türk iç bezeme sanatını ve estetiğini mükemmel aksettiren bir örnek kabul edilir.

Türbenin ahşap kündekârî kapı kanatları da itinalı ve kaliteli bir işçiliğe sahiptir. Bunların panolarına oyma çiçek ve yaprak motifleri işlenmiştir. Kanatların demir kuşakları da kabartmalarla bezenmiştir.

Bursa kadı sicillerindeki bir kayıttan hareketle Şehzade Mustafa Türbesi'nin 1479'da yapılmış olduğu kabul edilmektedir. Haremeyn evkaf müfettişlerinin raporuna göre 1795'da harap durumda olan türbenin kurşunlarının yenilenmesi, şadırvanla sanduka örtüleri ve kavuklarının tamirleri için önce 1453.5 kuruş masraf öngörülmüş. 6 Kasım 1795'teki ikinci bir keşifte masraf 1422.5 kuruşa indirilmiştir. Bursa Türk eserleri üzerinde hazırladığı doktora tezi 1909'da basılan Wilde, türbenin çok yakın tarihlerde tamir edildiğini ve bu sırada çok çirkin ve parlak renkli nakışların yapıldığını bildirir. Ahmed Tevhid Bey de Bursa valiliği sırasında Ahmed Vefik Paşa'nın türbedeki badanaların altında orijinal nakışları bizzat bulduğunu ve onları restore ettirdiğini yazar.

Türbenin içindeki eşit büyüklükteki dört sandukadan biri Şehzade Mustafa'ya, diğeri Cem Sultan'a, üçüncüsü II. Bayezid'in oğlu Şehzade Abdullah'a, dördüncüsü ise yine II. Bayezid'in oğlu Şehzade Alemşah'a ait olarak gösterilmektedir. Sandukalarda sabit levhalar olmadığından hangisinin kime ait olduğu kesin olarak anlaşılamamaktadır. Giriş holü kemerinin iki yanında görülen 8 cm. çapındaki kurşun doldurulmuş oyma sekizgenin, binanın mimarının adını koymak için yapıldığını ileri sürmekte, fakat bu tahminini destekleyecek bir ipucu vermemektedir.
 
Esmaü'l Hüsna

Esmaü'l Hüsna "En Güzel İsimler" demektir.
En güzel isimler Allah Teâlâ'nındır.
Bu isimler sıfat olarak da kullanılır. Cenabı Hakk'a ait olan pek çok isim mevcuttur; onların sayısını ancak kendisi bilir.

Yasin-i Şerif

1. يس
1. Yasın
1 - Yâsîn
2. وَالْقُرْءَانِ الْحَكِيمِ 3. إِنَّكَ لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ
2. Vel kur'anil hakiym

Kim Yaptırdı?

Yıldırım Bayezıd tarafından mimar Ali Neccar'a 1396-1399 yılları arasında yaptırılmıştır.
Ulu Cami, Bursa’nın en görkemli camisidir ve en önemli tarihi yapılarındandır. Evliya Çelebi’nin ifadesi ile Bursa’nın Ayasofayası’dır.

  • VAV Harfinin Önemi

    • En önemli anlamı, insanın anne karnındaki duruşunu temsil ediyor.

    • Vav harfini taşıyanların, sonsuz neşe ve huzur bulacaklarına, iç sıkıntılarından ve rahatsızlıklarından kurtulacağına inanılır.
     

  • Kabe Kapısının Örtüsü

    • Bugünkü bulunduğu yer: Hutbe'nin sağ tarafında büyükçe biraz yüksekçe bir yere asılmıştır.

    • Sadece Siyah bir örtü görünümündedir.

    • Çoğu kişi ne olduğunu bilmez.
     

  • Tarihi Minber'in Sırrı

    Minber bütünüyle kainatı sembolize ediyor.

    Minberin giriş kapısının üzerindeki kitabede altın yaldızla Osmanlıca olarak, 'Yıldırım Beyazıt Han tarafından hicri 804 (miladı 1402) yılında yaptırılmıştır' ibaresi yer alıyor.
     


Tüm bilgiler ve fotoğraflar mevcut internet sitelerinden toplanarak hazırlanmıştır. Doğruluğu kesin değildir.